Sabır, sabır ya sabır…
Erdoğan, “İnsanlarımızdan sabır bekliyorum” dedi ama o aşamayı geçtik

arabası geçse alkıştan elleri şişer!
“Siz refah içerisinde yaşayıp kekik yatağında kuzu dolmalarını susuz
götürüyorsunuz da neden ben sabrediyorum?” diye sormak aklına gelmez!
★★★
Duyan da zannedecek ki yapılması gereken her şeyi yapmışlar. Yanlış yok. Kim
nerede hata yapıyor? O da yok!
Kimse hata yapmıyor, ekonomi programı dâhilinde süreç işletiliyor. Her şey
mükemmel ama ekonomi yan yatmış, dolar patlamış…
★★★
İşin kötüsü ekonomi yönetimi de düzeltmek için ne yapacağını bilmiyor.
Sizin, benim gibi oturmuş seyrediyor. Dolar düşsün diye bekliyor. Ekonomiyi
getirdikleri yer kapasitelerini aşıyor!
“Düzelir belki” gibi hayallerle ekonomiyi idare etmeye çalışırsan daha kötüye
gidersin her zaman… Zaten bu tür hayaller değil miydi bize bugünleri yaşatan?
Bir para birimi her daim değer kaybeder mi? Kaybederse o ekonomi sağlam
durabilir mi? Merkez Bankası ne işe yarar? Hadi müddahale etse ya kendisi…
Ufak bir pürüz olarak, döviz rezervi yok! Bitirdi…
Hele Avrupa Merkez Bankası’nda çalışanlar tam embesil grubu… Eylül ayında
yapacakları artırımı geçen hafta yaptılar. Sanki arkalarından kovalayan var.
“Faizin sebep, enflasyonun netice olduğuna” kafaları basmıyor ki… Halbuki
inat edip sabretseler bizim gibi…
★★★
Hem faizleri indirip hem de doları tutmaya çalışırsan… Piyasaya para sürüp
sanki hiçbir şey olmamış gibi davranırsan… Bunu daha önce de yapıp
müdahale için yaklaşık 200 milyar dolar harcayıp başarılı olamamışsan…
Hâlâ doların yükseldiğini değil, Türk Lirası’nın neden değer kaybettiğini
kavrayamamışsan… Ekonomi kim vurduya gider, gelen geçen dalga geçer…
Bize de sabretmek düşer.