Dicle Haber Ajansı

Tutsak edilemeyen sanat ve edebiyat

Tutsak edilemeyen sanat ve edebiyat
545
27 Eylül 2022 - 0:50

Kürt tutsak ressamların eserleri İsviçre’de sergileniyor.! Türkiye cezaevlerinde tutuklu Kürt politik tutsaklardan Aynur Epli, Ferhan Mordeniz, Dr. Ayhan Kavak, Mehmet Boğatekin, Ömer Özdurak ve Salih Erol’un eserleri 21 Ekim- 3 Kasım 2022 tarihleri arasında Zürih’te sergilenecek.

Josefstrasse 102, 8005 Zürrich

info: +41 78 661 75 25

Sergimizin adı “şiddet sarmalında dünya” ya da “şiddet sarmalında ülke” olabilirdi. “Hak, hukuk, adalet ve şiddet kavramları size neyi ifade ediyor bize metinle, fotoğrafla, şiirle, resimle, karikatürle betimleyin diye yazabilir, içerideki / dışarıdaki sanatçılardan bu temada eser isteyebilirdik. Ama biz çalışmanın daha spesifik olmasına özen gösterdik ve “tutsak edilemeyen sanat ve edebiyat “ adını verdiğimiz bu sergi için başvurduğumuz sanatçılardan kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, LBGTİ+lar’a, tabiata, hayvana uygulanan şiddetin /veya bu şiddete karşı direnişin) betimlenmesini istedik. Özellikle tecrit içinde tecridi yaşayan, zor koşullarda üreten içerideki yazar, şair ve çizerlerden yanıt gelmesi uzun sürdü.

Ama sonuçta başardık. Sergimize karikatur,yagli tablo, yazi, şiir ve kitaplardan örnekler koyduk. Biliyoruz ki sanatçı güzelliğin peşinden koşarken ayağına acı taşları takılır. Eğilip alırsa eli, almazsa vicdanı kanar. Elleri kanayan bu sanatçıların içeride / dışarıda akıl almaz yasaklara rağmen düşünce üretimi durmamakta, özellikle tutsak yazarların, şairlerin, çizerlerin eserleri sansüre, “kötülük mühürlerine” inat demir parmaklıkların arasından süzülüp bize ulaşmaktadır. Türkiye hapishanelerinde binlerce politik mahpus özgürlük ve eşitlik taleplerini tecrit şiddetine ve sansür kılıcına rağmen yazıyla ve mısraıyla, fırça ve tuvalle, söz ve nota ile kimi zaman da sloganla sürdürmektedir. Bu sergide izleyeceğiniz tutsak eserleri, 10, 20, 30 yıldır zindanda olan binlerce insanın kesintisiz üretiminin sadece küçük bir bölümüdür.

Diğer yandan dışarıda da dayanılmaz bir devlet zoru / şiddeti yaşanmaktadır. İktidar yanlısı linç sürülerinin sözlü, kültürel, fiziksel, psikolojik saldırıları artarak devam etmektedir. Sanatçılar bu “zor”dan, şiddetten doğal olarak etkilenmekte, bazıları da “korku imparatorluğunun” istediği sınırlara doğru çekilmektedir. Ama büyük çoğunluğu “baldıran zehri”ni içmeye, “elleri yanma” pahasına “doğruları” betimlemeye devam etmektedir. İşte bu sergide içeride / dışarıda yaşanan şiddetin -acıları yarıştırmadan- açık, kapalı metaforlarla betimlendiğini göreceksiniz. Bu sergide tabiatın çığlığını duyacaksınız. Katledilen doğanın, kesilen ya da yakılan yüz milyonlarca ağacın, nesli tükenen hayvanların, suları kirlenen ya da kuruyan nehirlerin, göllerin çığlığını hissedeceksiniz. Bu sergide sermayenin ekolojik talanına karşı mücadele eden insanların uğradıkları baskıya rağmen başkaldırışlarını göreceksiniz. Bu sergide kimlik hakkı için mücadele eden, bu uğurda şiddete uğrayan, zindanlara düşen insanların seslerini duyacaksınız.

Bu sergide sınıf / emek diyen, iş cinayetlerine, kapitalist yağmaya karşı mücadele eden insanların umutlarına tanıklık edeceksiniz. Bu sergide siyasi , savaş, açlık ya da kuraklık gibi afetler nedeniyle “umuda yolculuğa” çıkan, Akdeniz’de boğulup ölen, dağlarda soğuktan donan ya da sığındıkları ülkelerde ırkçılar tarafından katledilen, fuhuşa zorlanan, yarı köle gibi çalıştırılan milyonlarca “göçmenin- mültecinin – sığınmacının” trajedisi ile bir kez daha yüzleşeceksiniz. Bu sergiyi izleyince devletten ya da tekellerden nemalanmak için ruhlarını şeytana satan “sanatçılar”ın çok okunduğu/ izlendiği / dinlendiği bir ülkede, az okunmak/ izlenmek/ dinlenmek evlâdır diyeceksiniz… Ama çoğalmak dileğimizdir.

 

POPÜLER FOTO GALERİLER

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları DHA (Dicle Haber Ajansi) kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.